Alev topu beyaz bir ışıkla gökyüzünü aydınlattı. Ash rüzgarın
kuvvetiyle geri doğru fırladı. Sersemlemişti, rüzgarın gücü şimşekten
de kuvvetliydi. Havayi fişeklerden bile kuvvetli. Buna inanamıyordu.
Ash arkasına baktı. Pikachu yanıbaşında yatıyordu.
Üzerlerindeki bulutlar yokoldu. Güneş parıldamaya başladı. Artık görülebilecek bir Spearow yoktu.
"Onları yendik," dedi Ash bitkin bir halde.
"Chuu," diye yanıtladı Pikachu. Pikachu hayattaydı ama yaralanmış
görünüyordu. Ash sorunlarının henüz bitmediğinin farkındaydı.
Pikachu’yu geç olmadan Pikachu merkezine götürmeliydi.
Ash Misty nin bisikletine baktı. Metal, patlamadan dolayı kömürleşmiş,
kapkaraydı. Yürüyerek gitmek zorundaydılar. Ash Yolun aşağısında
Viridian City nin binalarını görebiliyordu.Bunu yapabilirdi ama acale
etmesine gerek yoktu. Ash Pikachu yu sırtına alarak koştu.
Ağaçlar yolun kenarında boylu boyunca uzanıyordu. Önlerinde ise bi
patika vardı. Başarmışlardı! Yaklaştıkça bir siren sesi havada
yankılandı.
"Virdan City vatandaşlarının dikkatine!" diye bir ses duyuldu güçlü bir
mikrofondan. "bölgemizde Pokemon hırsızlarının olabileceği haberini
aldık. Şüpheli yabancı şahıslara karşı hazırlıklı olun."
Pokemon hırsızları mı? Tehlikeli gibi gözüküyor, diye düşündü Ash. Ama
duracak vakti yoktu. Pikachu nun yardıma ihtiyacı vardı hemen.
Ash Virdan City nin sokaklarını hızla geçti. Kubbe şeklinde,ön
cephesinde kırmızı bir "p"si olan bir bina hayal gibi karşında
beliriverdi.
"Pokemon merkezi!" diye haykırdı Ash. "Bu dev gibi" Ash ön kapıya
dayandı. "Lütfen Pikachu ma yardım edin," dedi standın ardındaki
hemşireye.
Hemşire piakchu ya bir göz attıktan sonra bilgisayarda bişeyler yazmaya
başladı. "Bir pokemon için bir sedyeye ihtiyacım var" diye emreti
hemşire. Acilin kapısı açıldı ve hemşire kepi giyen iki pembe pokemon
sedyeyi iterek geldiler. Zavallı pikachunun çok canı yanıyor gibiydi.
Ash, hemşire onu götrürken zar zor bakabildi. Hemşire
omzuna dokudu. Kırmızı saçları iki yandan örgülüydü ve Ash onun çok
tatlı bir yüzü olduğunu düşündü. " O iyi olacak. Ona çok iyi bakacağız.
Chansey pokemonlar çok iyi hemşirelerdir. Benim adım Joy. Sen kimsin?"
"Benim adım Ash, Pikachu nun eğitmeniyim." Dedi Ash.
Joy un ifadesi değişti. " Umarım ilerde daha sorumlu olursun Ash. Bu durumdayken bir pokemon savaşına izin vermemelisin."
Ash Joy un haklı olduğunu biliyordu. Joy iki sürme kapının arkasında durdu.
"Ash bekleme odasına gitmen gerkecek." Dedi.
"Ama ben " diye başlamıştı ki kapılar önünde kapandı. Ash bekleme
odasına geçti. Video ekranlı telefonlar duvarda sıralıydı. Onlardan
biri çalıyordu.
Ash çalan telefonun ekranına dokununca Profesör oak ın yüzü ekranda belirdi.
"Ah Ash Viridian City ye ulaşmış olacağını umuyordum" dedi Prof.Oak.
"Pallet ten olan bütün eğitmenler orda; senin bu kadar kısa zamanda
varman beni şaşırttı doğrusu.
Ash in yüzü kızardı. Prof.Oak devam etti.
"Aslında torunum Gary oraya gittiğinde başka yeni bir Pokemonun kalmayacağını düşünmüş ben de onun
yanılacağı üzerine 1 milyon dolara bahse girmiştim!"
Ash kızarmıştı "Para herşey değildir öyle değil mi?"
"Oh neden umursayayım ki?" dedi Prof.Oak. Bir zil sesi duyulmasının ardından "Ash gitmem gerek. pizzam gelmiş" Ekran karardı.
Ne iğrenç gün diye düşündü Ash. Pokemonum yaralandı, Gary Oak beni
burda yendi. Prof.Oak benim yenik olduğumu düşünüyor. Daha başka ne
terslik olabilirdi ki?
"Seni burda bulacağımı biliyordum!"
Ash kızgın sesin geldiği yöne doğru döndü. Bu Misty di. Yanmış
bisikletini sırtında taşıyordu. Ash bir sandalyeye yığılıverdi. Bunlar
çok fazlaydı artık.
"Uygun bir zamanda tamir edeceğim" dedi Ash.
"Ama şu an pikachumla ilgilenmeliyim" Misty nin yüzü yumuşadı. "İyi mi?"
Acilin kapısı açıldı. Joy ve iki Chansey Pokemonu sedyeyle pikachuyu
götürüyorlardı. Pikachunun başı sarılmıştı. Bir de ampul görünüyordu.
Başlığından tekerleklere doğu teller bağlanmıştı.
Ash Pikachu nun yanına koştu.
"İyi misin?" diye sordu. Pikachu nun gözleri kapalıydı. Cevap vermedi. "Herşey yolunda gitti, Pikachunuz iyi olacak" dedi Joy.
Ash bir nefes verip rahatladı "Çok teşekkür ederim! Belki de herşey
iyiye gidiyor nihayet" Ash pokemon merkezinde yankılanan siren sesiyle
yerinden fırladı.
"Viridian city nin dikkatine" diye bir ses duyuldu megafondan. "Pokemon
hırsızlarına ait bir uçak saptanmıştır." "Ee şimdi ne yapıyoruz " diye
sordu Ash.
Kükreyen bir ses sorusuna yanıt verdi.
Ash yukarı baktı; iki poke topu Pokemon merkezinin cam tavanına çarpmıştı.
Kalın yeşil bir duman bulutu bekleme odasını kapladı. Ash dumanda
boğulacak gibi oldu. Zehirli gibi kokuyordu. Saldırıya uğramışlardı.